ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ-TÜRKOLOJİ ARAŞTIRMALARI MERKEZİ |
Anasayfa | Makale Bilgi Sistemi | Konu Dizini | Yazarlar Dizini | Kaynaklar Dizini | Makale-Yazar Listesi | Makale Sayısı-Tarih Listesi | Güncel Türkoloji Kaynakçası |
Atatürk Araştırmaları || Çukurova Araştırmaları || Halkbilim || Dilbilim || Halk Edebiyatı || Yeni Türk Dili || Eski Türk Dili Yeni Türk Edebiyatı || Eski Türk Edebiyatı || Dil Sorunları || Genel || Tiyatro || Çağdaş Türk Lehçeleri |
Türk Dil Kurumunun 79. Kuruluş Yıl Dönümü Töreni Açış Konuşması
PROF. DR. ŞÜKRÜ HALÛK AKALIN
Günümüzden yetmiş dokuz yıl önce, bugün, ilk başkanımız Samih Rifat başkanlığındaki kurucu üyelerimiz İçişleri Bakanlığına ver¬
dikleri dilekçe ile Kurumumuzun kuruluşunu gerçekleştirmişlerdi.
Yüce Atatürk'ün talimatıyla ve Türk
Dili Tetkik Cemiyeti adıyla kurulan Kuru-
mumuzun yetmiş dokuzuncu kuruluş yı
dönümü dolayısıyla düzenlemiş olduğu¬
muz törene ve etkinliklerimize hoş geldiniz
Türkçeye gönül verenlerle ve çalışanları¬
mızla birlikte bu mutlu günümüzde sevinci¬
mizi paylaşmış olmanızdan dolayı hepinize
ayrı ayrı teşekkür ederim.
Türk Dil Kurumunun kuruluşuna ka¬
dar uzanan yol, aslında Tanzimat Dönemi'ndeki dil ve yazı tartışmalarıyla
başlar...
Kullanılmakta olan dilin adından başlayıp söz varlığına, "Türk" sözünün
ünlüsünün yazılıp yazılmamasından abes ile muktebes kafiyesine kadar nere¬
deyse konuşulmadık, tartışılmadık hiçbir konu kalmamıştı.
Yaklaşık yüz yıl süren bu tartışmalarda Türkçedeki Arapça, Farsça söz¬
lerin tercüme, iştah, beyhude gibi Türkçeleşmiş biçimleriyle değil de terceme,
iştiha, bihude gibi özgün biçimleriyle kullanılması gerektiğini savunan Fesa-
hatçiler...
Dildeki yabancı kökenli sözleri çıkarmak, yerlerine Türkçe sözleri yay¬
gınlaştırmak düşüncesindeki Tasfiyeciler.
Türkçe yerine Arapçayı resmî dil, devlet dili olarak kabul etme düşünce¬
sinde olanlar.
Farsça, Arapça köklerden, gövdelerden bu dillerde bile bulunmayan ne¬
zaket, müşemmes, mükevkep, emniyet gibi sözcükleri türetenler. Bunlar içeri-
sinde en ilgi çekici olanı Farsça nazük'ten Arapça kurala göre türetilen nezaket
sözüdür.
Dilde sadeleşmeyi ancak yaygınlaşmış, anlamı bilinen Arapça, Farsça
kökenli sözlerin korunarak bunların çokluk biçimlerinin, yabancı tamlama
kalıplarının, yabancı edatların kullanılmamasını savunan "Yeni Lisan"cılar.
Gazetelerin, dergilerin İstanbul Türkçesiyle, hatta İstanbul hanımlarının
konuştuğu Türkçe ile yayın yapmasından yana olan "Lisanî Türkçü"ler.
Ve daha başka pek çok düşünce, pek çok bakış açısı taşıyanlar.
Bu tartışmalar içerisinde Osmanlı Devleti'nin anayasası olan Kanun-ı
Esasi'nin 18. maddesinde "Tebaa-i Osmâniyenin hidemât-ı devlette istihdam olun¬
mak için devletin lisân-ı resmîsi olan Türkçeyi bilmeleri şarttır." denilerek hem
devletin resmî dilinin Türkçe olduğu belirtiliyor, hem de devlette görev ala¬
cak kişilere Türkçe bilme şartı getiriliyordu.
Osmanlı Devleti'nin meclisi Heyet-i Mebusana kimlerin seçilemeyeceği
de 68. maddede sayılırken "...salisen Türkçe bilmeyen...mebus olamaz" denil¬
mekteydi. Kanun-ı Esasi'nin bu maddesinin son cümlesi, dört yıl sonra yapı¬
lacak seçimlerde mebus olabilmek için Türkçe okumak ve mümkün mertebe
yazmak şartı aranacağını belirtmektedir.
Öte yandan Arap kökenli yazının kullanılışında yaşanan olumsuzluklar
karşısında yazının önce ıslah edilmesi düşüncesi Münif Paşa tarafından 1862
yılında dile getirilecek; bir yıl sonra da Mirza Feth Ali Ahundov aynı düşün¬
celerle Bakü'den İstanbul'a gelecektir.
Latin alfabesine geçilmesi gerektiğinin telaffuz edilmeye başlandığı gün¬
lerde Arap kaynaklı yazının okuma yazmada yanlış anlamalara yol açması
nedeniyle Enver Paşa orduda kullanılmak üzere Arap kaynaklı alfabenin ısla¬
hına dayalı yeni bir yazı sistemini uygulamaya geçirecekti.
Osmanlı Devleti'nde aydınların neredeyse yüz yıldır tartıştığı dil ve yazı
sorunları yeni Türkiye Cumhuriyeti'ne miras olarak kalmıştı. Bu sorunları çö¬
zecek kişi Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Atatürk idi.
Daha 1907 yılında genç bir subayken Latin alfabesine geçilmesi gerektiği¬
ni Bulgar Türkoloğu Manolof'a söyleyen Mustafa Kemal; Millî Mücadele'nin
başlangıcında, Erzurum Kongresi'nin kapandığı günün akşamında zaferden
sonra yapılacakları Mazhar Müfit Bey'e yazdırırken bu düşüncesini tekrarla¬
yacaktır.
Cumhuriyet'in ilanının hemen ardından Köprülüzade Mehmet Fuat
Bey'e verdiği talimat ve destekle 1924 yılında İstanbul'da Türkiyat Enstitüsü¬
nün kuruluşunu sağlayan Gazi Mustafa Kemal, iki yıl sonra Azerbaycan'da
düzenlenecek Bakü Türkoloji Kurultayı'nı da gönderdiği heyet aracılığıyla
takip edecektir.
Gazi Mustafa Kemal'in öncülüğünde 3 Kasım 1928'de Yazı Devrimi ger¬
çekleştirilmiş, 15 Nisan 1931 günü de kardeş kurumumuz Türk Tarihi Tetkik
Cemiyeti kurulmuştur.
Tarih çalışmaları sırasında dil konusunun da ihmal edilmemesi gerçeği
ortaya çıktığında Birinci Türk Tarih Kurultayı'nın kapandığı günün akşamın¬
da Çankaya Köşkü'ndeki davette Türk Dili Tetkik Cemiyeti adıyla Kurumu-
muzun temellerini atar, Gazi Mustafa Kemal.
Dil konusunda yapılacakların tartışıldığı, Türk Dili Tetkik Cemiyetinin
tüzüğünün ve çalışma planının kabul edildiği Birinci Türk Dili Kurultayı da
Gazi Mustafa Kemal'in öncülüğünde toplanır.
Türkçenin zenginleştirilmesi ve özleştirilmesi çalışmalarına kaynaklık
edecek eserlerin yayımlanması; tarihsel metinlerin taranarak, halk ağzından
sözler derlenerek, bilim ve sanat dallarındaki kavramların Türkçe terimlerle
karşılanarak söz varlığımızın geliştirilmesi Türk Dil Kurumunun kuruluşun¬
dan bu yana yürüttüğü çalışmalardandır.
Kurumumuzun yayımladığı kitap sayısı bugün
1.021'e ulaşmıştır. Bu kitapların 58'i son bir yılda ya¬
yımlanmıştır. Hâlen baskı işlemi süren 37 kitabımızın
basılmasıyla bu yıl yayımlanacak kitap sayımızın 90'ın
üzerine çıkacağını umuyoruz. 2009 yılında 76, 2008'de
54, 2007'de 59, 2006'da 44 kitabımız çıkmıştır. Her yıl
ortalama 50 kitap yayımlayan Kurumumuz, yalnızca ni¬
celik bakımından değil nitelik bakımından da yayınlarımızda gelişim söz ko¬
nusudur. Yayınlarımızın nicelik ve niteliklerinin yanı
sıra titizlikle değerlendirilmeleri sonucunda bilimsel
özgünlüğü de korunmaktadır.
Türk dili açısından her biri ayrı ayrı önem taşıyan
bu yayınlarımız içerisinde geçen yılın son günlerinde
ön baskısı yapılan ve şu anda basımevinde baskısı sü¬
ren Türkçe Sözlük'ün on birinci baskısı özel bir yer tut¬
maktadır. İlk baskısını 1945 yılında yaptığımız Türkçe
Sözlük'ün ortalama beş yılda bir yapılan baskılarında söz varlığı gözle görülür bir biçimde artmıştır.
Birinci baskı Türkçe Sözlük'te 25.574'ü madde başı, 6.530'u madde içi top¬
lam 32.104 olan sözcük sayısı,
1955 yılındaki baskıda 25.516 madde başı, 10.222 madde içi olmak üzere
35.738'e,
1959 yılında yapılan üçüncü baskıda madde başı 27.033, madde içi 10.788
olmak üzere toplam 37.921'e,
1966 yılında yapılan dördüncü baskıda madde başı 27.013, madde içi
10.656 toplam 37.669'a,
1969 yılında yayımlanan beşinci baskıda madde başı 27.753, madde içi
10.717 olmak üzere 38.470'e,
1974 yılında çıkan altıncı baskıda madde başında 31.693, madde içi 13.485
olmak üzere toplam 45.178'e,
1983'te iki cilt olarak çıkarılan yedinci baskıda madde başı 40.836, madde
içi 18.891 olmak üzere toplam 59.727'e,
1988 yılında yine iki cilt olarak yayımlanan sekizinci baskıda madde başı
46.825, madde içi 16.496 olmak üzere toplam 63.321'e,
1998 yılında iki cilt olarak 60.152 madde başı, 13.555 madde içi ile yayım¬
lanan sözlükte toplam 73.707'e,
2005 yılında tek cilt olarak yayımlanan onuncu baskı Türkçe Sözlük'te
63.818 madde başı, 13.589 madde içi olmak üzere toplam 77.407'e,
Bu baskıda ise 77.005 madde başı, 15.287 madde içi olmak üzere toplam
92.292'ye ulaşılmıştır.
Birinci baskıya göre yüzde üç yüzlük bir artış söz konusudur. Bir önceki
baskıya göre ise sözcük sayısı yaklaşık yüzde yirmi artmıştır.
İlk kez dokuzuncu baskıda söz, terim, deyim, ek ve anlamdan oluşan
söz varlığı ile ilgili sayısal veriler yer almıştır. 1998 yılında yayımlanan baskı¬
da 98.107 olan söz varlığı 2005 yılında 104.481'e, son baskımızda ise yaklaşık
yüzde on beşlik artışla 122.423'e ulaşmıştır.
Sayfa sayısı bakımından bir karşılaştırma yapmak gerekirse birinci baskı
Türkçe Sözlük toplam 680 sayfa iken onuncu baskı 2.264, on birinci baskı ise
2.800 sayfadır.
Daha önceki baskılarda olmayan bazı özellikler var, son baskı Türk¬
çe Sözlük'te... İlk kez bu baskıda Türkçenin yapısı, tarihçesi, özelliklerinin
yer aldığı "Ek Bilgiler"de yazışma kurallarından, resmî hitaplara kadar pek
çok bilgi bulunmaktadır. İlk kez bu baskı¬
da ülke adları, başkentleri, para birimleri
Türkçenin yazım kurallarına göre ek bil¬
giler bölümünde verilmektedir. İlk kez bu
baskıda alfabemizdeki harfler, kodlarıyla,
işitme engelliler için parmak alfabesindeki
biçimleriyle yer almıştır.
Kurumumuzun yayınları yalnızca basılı
olanlar değildir. Kurumumuz 2002 yılından
bu yana özellikle başvuru kaynağı olan söz¬
lüklerini bilişim uygulamalarıyla hizmete su¬
nuyor.
Güncel Türkçe Sözlük ile başlayan sanal
ortamdaki yayımcılığımız Yazım Kılavuzu, Kişi
Adları Sözlüğü, Bilim ve Sanat Terimleri Ana Söz¬
lüğü, Türk Lehçeleri Sözlüğü, Türkiye Türkçesi
Ağızları Sözlüğü, Tarama Sözlüğü, Türkçede Batı
Kökenli Kelimeler Sözlüğü, Atasözleri ve Deyimler
Sözlüğü, Sesli Türkçe Sözlük, Türkçede Eş ve Ya¬
kın Anlamlı Kelimeler Sözlüğü ile sürdü. Bütün bu veri tabanını tek bir yazılım¬
da kullanıcıların hizmetine sunan Büyük Türkçe Sözlük ile Türkçenin en büyük
söz varlığı sanal ortamda erişimde bulunmaktadır.
Sözlük yazılımlarımızın yanı sıra geçen yıl hizmete sunduğumuz Yabancı
Sözlere Karşılıklar Kılavuzu da dilimizde kullanılmaya başlanan yabancı sözler
yerine Türkçe karşılıklar öneren bir yazılım olarak hizmete sunulmuştu.
Toplumda doğru ve güzel Türkçeyi yaygınlaştırmak amacıyla Sıkça Ya¬
pılan Yanlışlara Doğrular, Sıkça Karıştırılan Sözcükler adlı iki ayrı yazılım da
geçen yıl ağ sayfalarımızda kullanıma açılmıştı.
Kitaplarımızın basılı biçiminin yanı sıra elektronik kitap okuyucularında
kullanılmak üzere e-kitap olarak üretilmesiyle ilgili çalışmamız sürmektedir.
Birkaç aya kadar yeni basılan kitaplarımızı e-kitap olarak okurlarımıza suna¬
cağız. Daha sonra da mevcut kitaplarımızı e-kitaba da dönüştürerek bütün
yayınlarımızı elektronik ortamda erişilebilir hâle getireceğiz. Sanal kitap satış
mağazamız da birkaç aya kadar hizmet vermeye başlayacaktır.
Kurumumuzun yetmiş dokuzuncu yıl dönümünü kutladığımız bugün
dilimiz ve kültürümüz açısından önemli bir hizmetimizi de başlatıyoruz. Bir
uzmanlık kitaplığı olan Türk Dil Kurumu Kütüphanesindeki yazma eser¬
ler sayfa sayfa tarandı, elektronik ortama aktarıldı ve az sonra yapacağımız
törenle sanal ortamda bütün araştırmacıların hizmetine sunulacak. Böylece
Türkçenin tarihsel dönemlerine ait yazma eserlerimiz her defasında yeniden
taranıp yıpranma tehlikesinden kurtulacak hem de araştırmacılar kitaplığı¬
mıza gelmeden, evinden, iş yerinden bilişim uygulamalarıyla birkaç saniye
içerisinde yazma eserlerimize ulaşabilecektir.
Her geçen gün geliştirdiğimiz, zenginleştirdiğimiz kitaplığımıza ilk defa
bu yıl kitap müzayedelerinden yazma ve nadir basma eserler satın aldığımı¬
zı, kitaplığımızda bulunmayan eserleri bu yolla da sağladığımızı belirtmek isterim.
Bugün bir açılışımız da Türk Tarih Kuru-
munun Kızılay'daki kitap satış yerinin hizmete
sunuluşu ile olacaktır. Bağlı kuruluşlarımızın
kitaplarını Kızılay'da açtıkları kitap satış biri¬
minde okurlara sunmamıza olanak sağladığı
için Türk Tarih Kurumu Başkanlığına teşekkür
ederiz.
Bir bilim kurumu olan Türk Dil Kurumunda
bilimsel çalışmalar, oluşturulan çalışma grup¬
larımız aracılığıyla yürütülmektedir. Şu anda Kurumumuzda faal durumda
17 çalışma grubumuz ve bu guruplarda görev alan 165 bilim insanı üyemiz
bulunmaktadır. Dergi yazı kurulları ve yönetimle ilgili olanlar dışında 12 ça¬
lışma grubumuzda bilimsel çalışmalar yürütülerek Kurumumuz için yeni
eserler hazırlanmaktadır.
Bağlı bulunduğumuz Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumunun
geçen yıl yeni binasına taşınması sonucunda yan binamız bilimsel çalışma¬
ların yürütüldüğü bilim merkezi hâline getirilmiştir. Toplantı odaları çalışma
gruplarına ayrılmıştır. Daha önce fakültelerde toplanan çalışma gruplarımız
artık Kurum yan binamızda toplanmaktadır. Uzmanlarımızın da bulunduğu
bu binamızda yakın zamanda yapılacak ses bilgisi laboratuvarı, dil araştırma¬
larımıza yeni bir boyut kazandıracaktır.
Türk Dil Kurumunun bir başka işlevi de yabancı sözlere karşılık bulması,
yeni sözler türetmesidir. Bilim terimlerini ilgili bilim dalından bilim insanla¬
rından oluşturduğu çalışma gruplarında türetme yoluna giden Kurumumuz,
gündelik dile giren veya girme eğiliminde olan yabancı sözlere karşılık bul¬
ma çalışmasını gönüllülerin de yer aldığı tartışma ve yazışma topluluklarında
yürütmektedir. İlk toplantısını önceki ay yapan topluluğumuz bu ay ikinci
toplantısını yapacaktır. Bu toplantılarda benimsenen karşılıklar basın kuru¬
luşlarına ve kamuoyuna duyurulmaktadır.
Kurumumuza yasayla verilen bir görev de Türk dili ile ilgili kurultay,
çalıştay gibi bilimsel toplantılar ve kamuoyuna yönelik açık oturum, söyleşi
ve benzeri toplantılar düzenlemektir.
Atatürk'ün 1932 yılında düzenlenmesine öncülük ettiği Türk Dili Kurul¬
taylarını dört yılda bir bilimsel etkinlik olarak düzenleyen Türk Dil Kurumu,
özel amaçlı ve özel konulu bilimsel toplantıları yıl boyu gerçekleştirmektedir.
Bu toplantıları üniversitelerimizle iş birliği içerisinde çeşitli şehirlerimizde
gerçekleştirmekteyiz. Böylece etkinliklerimiz yurt sathına
yayılmaktadır.
Yetmiş sekizinci kuruluş yıl dönümümüzü kutladığı¬
mız geçen yılki törenimizden bugüne bir yıl içerisinde dü¬
zenlediğimiz etkinliklerden bazıları şunlardır.
26 Eylül 2010, Ankara, II. Uluslararası Türk Dili Araştır¬
malarında Yeni Arayışlar: Yurt Dışındaki Enstitü ve Bölüm
İBaşkanları Çalıştayı
30 Eylül-1 Ekim 2010, Sakarya, Sa¬
karya Üniversitesi iş birliğiyle, III. Uluslararası Türkiye
Türkçesi Ağız Araştırmaları Çalıştayı
13-16 Nisan 2011, Prizren, Kosova, Balkan Türkolojisi
Araştırmaları Merkezi iş birliği ile, V. Uluslararası Gü-
ney-Doğu Avrupa Türkolojisi Bilgi Şöleni
28-29 Nisan 2011, Ankara, Uluslararası Gelibolulu Musta¬
fa Âli Çalıştayı
29-30 Nisan 2011, İstanbul, Türk Edebiyatı Vakfı iş birliği ile, 100.Yılında Yeni
Lisan Hareketi ve Millî Edebiyat Şöleni
4-6 Haziran 2011, Ankara, Şingko Şeli Tutung Anısına Uluslararası Eski Uygurca
Araştırmaları Çalıştayı
Bu etkinliklerimiz içerisinde Evliya Çelebi'nin özel bir yeri olduğunu be¬
lirtmeliyim. Doğumunun 400. yıl dönümünü kutladığımız Evliya Çelebi için
bağlı bulunduğumuz Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu ve bağlı
kuruluşları Atatürk Araştırma Merkezi, Türk Tarih Kurumu ve Atatürk Kül¬
tür Merkezi ile birlikte yıl boyu etkinlikler dü¬
zenlemekteyiz. Evliya Çelebi'nin doğum günü
olan 25 Mart'ta Topkapı Sarayı'nda düzenledi¬
ğimiz törenden sonra bu yıl Dil Bayramı'nda
İstanbul'da uluslararası bilimsel bir toplantı,
Bursa ve Kütahya'da açık oturum düzenleyece¬
ğiz. Evliya Çelebi'yi ülkemizde ve dünyada tanıtmak amacıyla TRT Türk ile
hazırlamakta olduğumuz on bölümlük belgesel de bu yıl TRT Türk'te gös¬
terime girecektir. Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumuna ve TRT Türk yö¬
netimine gösterdikleri ilgiden ve sağladıkları iş birliğinden dolayı teşekkür
ederiz.
Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Yönetim Kurulunda kabul
edilen bu ortak yapım için kaynak aktarılması sırasında görüşmeleri gerçek¬
leştirirken Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, bu projemizden büyük bir
heyecan duymuş ve Türk dili ile ilgili belgeseller hazırlanması için özel bir
yatırım bütçesi oluşturmuştur.
Türk Dil Kurumu olarak önümüzdeki dönemde yürüteceğimiz çalışma-
lar hakkında da kısaca bilgi sunmak istiyorum.
Türk İşaret Dili Sözlüğü ve Dil Bilgisinin Hazırlanması Projesi, işitme en¬
gellilerimiz için bize özgü işaret dilinin oluşturulması ile ilgili çalışmamızdır.
Bu yıl içerisinde düzenlediğimiz çalıştayla işaret dili üzerindeki çalışmaları¬
mız büyük bir hız ve ivme kazanmıştır.
Sanal ortamda yayımladığımız sözlüklerimizi görme engellilerimizin
kendi özel telefonlarında kullanabilmelerini sağlayacak yazılım hazırlıkları¬
mız sürmektedir.
Türkçede Zıt Anlamlı Kelimeler Sözlüğü çalışmamız da son aşamasına
gelmiştir. Sözlük çok yakın bir zamanda sanal ortamda kullanıma açılacaktır.
Farklı kültürlerle ilgili çeviri seferberliğini içeren Çe¬
viri Hareketi de Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Ku¬
rumu eş güdümünde Kurumumuzun ve bağlı kuruluşla¬
rın iş birliğiyle yürütülecek bir projedir.
Kurumumuzun kurucusu yüce Atatürk, yapılma¬
sı gereken çalışmaları el yazısıyla çizdiği şemada ifade
ederken etimoloji yani köken bilgisi çalışmalarına özel bir
yer vermişti. Bu çalışmaların sonucunda da Türk Dil Ku-
rumundan beklenen Türkçenin köken bilgisi
sözlüğünün yayımlanması idi. Bu konuda pek
çok girişimde bulunulmuş olmasına karşın ne
yazık ki bu sözlük bugüne kadar hazırlanıp
yayımlanamamıştır. Ben de bu konuda pek
çok girişimde bulundum. Andreas Tietze'nin
sözlüğünün yayımlanması, Hasan Eren'in söz¬
lüğünün genişletilmiş biçiminin çıkarılması, bu girişimlerimden en önemli
iki tanesidir. Bu konuda sözleşmeler de imzaladık. Ancak ne yazık ki bu iki
büyük bilim adamının aramızdan ayrılması, bu çalışmaların Kurumumuzca
yayımlanmasını sonuçsuz bıraktı.
Bu arada Türkçenin köken bilgisi sözlüğü çalışmalarına kaynaklık edecek
çok sayıda makale, bildiri ile bir de sözlük yayımladığımızı belirtmek gerekir.
Bugün yeni bir çalışma başlatıyoruz. Kurumumuzun 2011-2013 yatırım
projesinde yer alan Türkiye Türkçesinin Köken Bilgisi Sözlüğü, bugün ve yarın
gerçekleştireceğimiz çalıştayla ilk adımlarını atmış olacak. Diğer projelerimiz
gibi bu projemize de destek sağlayan Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı¬
na ne kadar teşekkür etsek azdır.
Bugün aramızda burslu öğrencilerimiz de bulunuyor. Türk Dil Kuru¬
mu, Türk dili alanında öğrenim gören, lisansüstü çalışma ve araştırma yapan
gençlerimizi, genç meslektaşlarımızı desteklemektedir. Bu yıl Atatürk Kültür,
Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanlığı ve bağlı kuruluşlarımızla birlikte be¬
lirlediğimiz konularda tez hazırlayacak lisansüstü öğrencilere de burs ver¬
meye başladık. Böylece Türk dili ile ilgili bölümlerde öğrenim görmeyi cazip
hâle getirirken bu alanda öğrenim gören gençlerimizi de araştırmacı olmaya
yönlendiriyoruz. Bu mutlu günümüzde öğrencilerimizle bir arada olurken
aynı zamanda onlarla da özel bir toplantı gerçekleştireceğiz.
Türk Dil Kurumunun geçen bir yıl içerisindeki çalışmalarını bir açış ko¬
nuşmasına sığdırmak mümkün değil.
Çalışmalarımız ve etkinliklerimiz olanca hızıyla sürüyor ve sürecek. Öte
yandan 2012, Türk Dil Kurumu açısından son derece anlamlı bir yıl olacak.
Gelecek yıl Türk Dil Kurumunun kuruluşunun ve Dil Bayramı'mızın sek¬
seninci yıl dönümü. Dört yılda bir düzenlediğimiz Uluslararası Türk Dili
Kurultayı'nın yedincisini de gelecek yıl gerçekleştireceğiz. Bu önemli etkin¬
likler için çalışmalarımız bugünden başladı.
Konuşmamda değindiğim bütün bu yayınlar, etkinlikler kurumsal çalış-
manın sonucundadır. Bunları gerçekleştirmemizi sağlayan çalışma arkadaş¬
larım Başkan Yardımcımıza, Kurum yöneticilerimize, uzmanlarımıza, bilim
insanlarımıza ve çalışanlarımıza çok teşekkür ederim.
Bütün bu etkinliklerimizi, çalışmalarımızı Kurumumuzu kuran ve mi¬
rasından Kurumumuza pay ayıran yüce Atatürk sayesinde gerçekleştiriyo¬
ruz. Yüce Atatürk'ü, kurucularımızı, Kurumumuza emek vermiş olanlardan
aramızdan ayrılanları saygı ve rahmetle anıyor, hayatta olanlara esenlikler
dilerim.
Törenlerimize ve toplantımıza katıldığınız için sizlere teşekkür eder, he¬
pinizi en derin saygılarımla selamlarım.